9 Kasım 2014 Pazar

Amber Yıllıkları-5


Artık seriyi yarılamış bulunuyorum. Seriye başlamadan önce baktığım yorumlarda serinin ilk beş kitabını Corwin'in gözüyle anlatıldığını sonraki beş kitabın ise başka birinin gözüyle anlatıldığını okumuştum.Tabi o zaman umursamamıştım. Buz ve Ateşin Şarkısı gibi olacak diyordum kafamda. En sevdiğim Tyrion bölümünden en sevmediğim Brienne bölümüne geçisin daha hafif bir şekili olacaktı ama olmadı. Hiçbir zaman Tyrion'ı bıraktığım için üzülmemiştim ama az önce Corwin'i bırakınca inanılmaz bir şekilde üzüldüm.Çok alışmıştım ona.Küfürlerini,dövüşlerini,aşklarını onunla birlikte bende yaşamıştım ama derler ya her güzel şeyin bir sonu vardır-Böyle miydi?-  Belki yeni anlatıyıcıyıda seveceğim ama Corwin her zaman aklımın bir köşesinde yer alacak.Üzüntümü burada bırakıyorum ve kitapla ilgili yorumlarıma geçiyorum. Çok güzel dört kitaptan sonra aşırı sıkıldığım bir 120 sayfa okudum. Her zaman yolculukla geçen kitaplardan sıkılmışımdır İşte o 120 sayfanın çoğu yolculukla geçince bayağı sıkıldım. Neyseki kalan sayfalar tekrar bu serinin okuduğum en iyi serilerden biri olduğunu kanıtladı. Dördüncü kitabın şaşırtıcı sonundan sonra artık pek  tersköşe yapılmayacağını düşünmüştüm ama yanılmışım. Ne zaman bir şeye imkansız desem bu kitapta oldu.Roger Zelazny artık imkansız dememeyi öğretti bana.Bu kitapta en çok hoşuma giden şey ise Corwin'in kardeşlerine duyduğu sevginin kitaba yansımasıydı.Son bölümdeki kardeşleri hakkında ki yorumları beni duygulandırdı. Şuan Corwin  sanki hiç görünmeyecekmiş gibi konuşuyorum ama bu konu hakkında bir fikrim yok. Belki arada sırada bir ağacın kökünde uyurken rastlayabiliriz. Tabi ağaçtan izin alabilirse.

Serini ilk 100 sayfasında seriye ara vereceğimi düşünmüştüm ama bitirince kararım değişti. En kısa zamanda altıncı  kitabı okuyacağım ve yorumlayacağım. Elveda ve merhaba.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder