15 Şubat 2015 Pazar

Karanlık Ateş-Karen Marie Moning




Herkese  merhaba. :) İnternet üzerinden alışveriş yapmanın belkide en kötü yanı beklemektir. Siparişin hazırlanmasını, kargoya verilmesini, kargonun gelmesini, dağıtıma çıkmasını beklersin. Benim gibi sabırsızsanız da bu beklemeler 2-3 gün değilde yıllar gibi gelir. Son verdiğim siparişte de bayağı bekledim. Yurtiçi Kargo gerçekten çok yavaş çalışıyor. Bari evime gelmiyorsunuz ben gelip alıp düşüncesi içerisinde bayilerini aramama rağmen telefonlarını açmama gibi bir huyu da var bu kargo şirketinin. Bende hem gezerim hem de kitaplarıma kavuşurum düşüncesiyle dışarı çıkmaya hazırlandım. Apartmanın kapısından çıkıp 20 adım ilerledim ve o beyaz atlı kargocuyu gördüm. -kargocuya ne denir bulamadım bir türlü, var mı bunun başka bir adı?- Bütün apartmanların kapısına bakarak yanıma doğru yaklaştı. ''Öhö öhö acaba Doğukan Şık'a mı bakmıştınız?'' sorusunu yöneltmem ile adamın yüzünün ışıldaması bir oldu. Merdivenleri çıkmaya eriniyordu galiba. Kargomu hemen aldım ve eve koştum. Zaten hiç gezmek istemiyordum. Kitabıma kavuşmuştum sonunda ama hemen okuyamadım. İşlerimden dolayı kitabı rafa kaldırdım ve hüzünlü bakışlarla ondan ayrıldım. Neyse ki bugün öğleden sonra okuma fırsatı buldum ve hemen bitirdim. Kitabın bu kadar iyi olacağını tahmin edemezdim.


Son yazımda ''Seriye devam edeceğim'' demiştim. Kitaplarla ilgili verdiğim sözleri bir türlü tutamıyorum. King'i okumaya ara vereceğimi de söylemiştim ve bu sözümü de tutamadım. Arada Silahşor'u tekrar okudum. Kara Kule'yi çok özlemiştim. Silahşor'un yorumu gelmeyecek çünkü gelecekte Kara Kule serisini tekrar okumayı planlıyorum ve o zaman yorumunu yapacağım. Neyse bu kadar gevezelik yeter, gelelim muhteşem kitabımıza. 

Kitabın baş karakteri olan Mac'in ablası ölür ve Mac ablasının katilini bulmak için İrlanda'ya gider. Ablasıyla iyi bir ilişkisi vardır ama olaylar ilerledikçe ablasının hiçte tanıdığı gibi biri olmadığını öğrenir. Konu size klasik gelebilir. Biri ölür, o kişi aslında olduğu kişi değildir, ana kahraman süper güçlere sahip olur, dünyayı kurtarır, esmer yakışıklı çocukla evlenir ve herkes mutlu olur. Esmer yakışıklı çocukla gelecekte evlenir mi bilemem ama ondan önceki saydıklarımı klasik bir şekilde işlemiyor bu kitap. Öncelikle Mac aniden süper güçlere kavuşmuyor. Diğer kitaplarda gördüğüm aniden fantastik dünyaya alışma gibi saçmalıklara da yer vermiyor bu kitap. Ben tam olarak hatırlamıyorum ama Alacakaranlık'ta Edward, Bella'ya vampir olduğunu söylediğinde Bella hiç şaşırmamıştı. O çemçük ağzını açıp ''Neyle beslenirsiniz?'' gibi bir soru sormuştu. Kızım karşında vampir var, kaçsana. Neyse Bella tiksintimi biraz daha içimden attığıma göre gelelim bizim Mac'e. İşte Mac öyle ''Barrons tatlım ben sana inanıyorum, hadi dünyayı kurtaralım'' demiyor. İçinde bulunduğu dünyayı sorguluyor. Bazı şeyleri görmesine rağmen hala kendini normal dünyadaymış gibi hissetmek istiyor. Zamanla tabi her şeyi anlıyor. Gelelim Barrons'a. Şimdi size erkek halimle Barrons şöyle karizmatik böyle yakışıklı demek istemiyorum ama öyle. Şuana kadar okuduğum kitaplar içinde en sevdiğim erkek karakter olabilir. Ayrıca inanılmaz gizemli bir karakter. Neyin nesi anlayamıyorsunuz. Kitapta hoşuma giden birçok nokta var. Özellikle betimlemelerden bahsetmek istiyorum. Çok betimlemeli kitapların okurken sıktığı doğrudur. Aynı şekilde az betimlemeli kitaplarda sıkar çünkü kafanızda o dünyayı oluşturamazsınız. İşte bu kitapta betimlemeler tam ayarında. Moning süper betimlemeler yapmış ve bizi sıkmamış. Karakteri anlatırken ''Yakışıklı işte sen kafana göre bir şeyler düşünürsün'' demiyor. Ayrıntılı bir şekilde karakteri anlatıyor. Hoşuma giden bir diğer şey ise vıcık vıcık aşk yok bu kitapta. Diğer kitaplarda ne olur bilemem ama birinci kitapta neredeyse aşk yok. Barrons ciddi anlamda sert bir karakter. Bu sert tutumu da Mac karşısında yumuşamıyor. O yüzden sizde benim gibi aşırı aşk ilişkilerini sevmiyorsanız bu kitabı kesinlikle öneririm. Kitabın başında Özel Kelimeler diye bir bölüm var. Kitaba yeni başlayacaklar varsa aramızda orayı okumanızı tavsiye etmem. Benim daha önce görmediğim terimler olduğu için hepsini birden okuyunca kafam karıştı. O terimler kitabın içinde açıklamalarıyla geçiyor zaten. Hepsini birden okuyup kafanızın karışmasını istemem. Son bir şey söyleyip yazımı bitirmek istiyorum. Bu kitapta aşırı aksiyon yok. Aksiyonun olmayışı da daha bir hoş oluyor. Çünkü içinde geçen olaylar gelecekteki şeyler için bir hazırlık. Bu kitapta Mac'in bu dünyaya alışmasını, bu dünyadaki yeni kavramları öğreniyorsunuz. Dan diye aksiyona girse kitap güzel olmazdı zaten. Çok güzel bir temel kitap olmuş. Hemen ikinci kitaba başlayacağım. Ayrıca bu sefer verdiğim sözü tutacağım çünkü inanılmaz merak ediyorum olacakları.Okuduğunuz için teşekkür ederim.  Mutlu günler dilerim. :)


2 yorum:

  1. En sevdiğim seridir. Kitapların her birini ayrı ayrı seveceksin sende eminim. :)

    YanıtlaSil